Sayfalar

5 Ocak 2012 Perşembe

Amon Amarth - Kuzey Yıldızı'nın Altında

bol bol taramanın bulunduğu bir başka amon amarth parçası ama bunun diğerlerinden farkı oldukça güzel bir ezgiyi ve de soloyu içeriyor olması hatta şarkının sözleri de bu güzel ezgi üzerine söylenince çevirmeye çalışmamamın yersiz olacağını düşündüm.
umarım becerebilmişimdir.


















Kuzey Yıldızı'nın Altında

dondurucu kış yaklaşıyor,
üzerimizde karanlık gökyüzü.
havada ıssıran bir soğuk,
karanlık çevreliyor çehremizi.

soğuk, sonabahar esintisini deliyor.
yelkenleri dolduruyor.
yakında göller ve denizler buz kesecek
ve karlar etrafı kaplayacak.

yıllardır uzaklarda,
gezindiğimiz okyanuslar...
şimdi kuzey yıldızı bize rehhberlik ediyor.
evimize gidelim diye.

yaşadığımız onca zorluk,
bize ödül olaarak zenginliği getirdi.
şimdi bir dolu altınla
kuzey yıldızı evimize götürüyor bizi.

sayısız arkadaşımız öldü bu yolda,
sadece birkaçımız sağ kaldık.
ama odin'in huzurunda,
gururla onların yerini dolduracağım.

dondurucu kış yaklaşıyor,
üzerimizde karanlık gökyüzü.
havada ıssıran bir soğuk,
karanlık çevreliyor çehremizi.

yakında göller ve denizler buz kesecek
ve karlar etrafı kaplayacak.
yelkenlerimizi rüzgarla doldurduğumuzda...
ve biz yaz esintisini özleyeceğiz

1 Ocak 2012 Pazar

Amon Amarth - Binlerce Yıllık Eziyet

death metal grubu, amon amarth'ın bir başka melodik, derin ve de kalori harcatan parçası. şarkı sözlerinden, çevirebildiğim ve de anlayabildiğim kadarıyla, tanrı'ya ve peygamberlere başkaldırışı anlatan bir parça. şarkıda deyimler oldukça fazla kullanılmış, birebir çevirmek yerine türkçe karşılığındaki deyimleri kullanmaya gayret ettim. hatalar olması muhtemeldir.



binlerce yıllık eziyet

kökleri bilinmeyen bir adam
asıldı dünyadaki bir ağaç üzerinde rüzgara karşı
dokuz gün boyunca deşildi
gugnir'in mızrağıyla.

baktı derinlere acı içinde yüzerken
ve ızdırapla haykırdı
uçurumdan düşmeden
kavradı kutsal taşı

katıksız acının dünyasında
kendini tanrı'ya adadı
git ve hepimiz hayatımızı yaşayalım
bahşedilen akıl ve bilgelikle

onu şüphelendirdin ve yalanlarını yaydın
dünyanın ucuna, kılıcınla
ruhumuza tecavüz ettin, doğrularımızı çaldın
tüm sözler iyi huylu adam için

iyi huylu tanrına kulak verdin
inancını sahte sözcüklere doldurdun
güç gösterin kanla ödendi
kibarcası, kanımızı akıttın

tanrı'ya itimat etmeyi
reddediyorum
doğruyu ve zamanını biliyorum
şimdi direniş zamanı, arınış zamanı

korkusuzca yaşadığım için
korkusuzca ölmeme izin ver
kapa çeneni ve algılamamı köreltme
saçmalıklarından bıktım

binlerce yıllık eziyetten sonra
gazabımız günyüzüne çıksın
tüm dünya bunları duysun bir kez daha
"tanrım! bizi vikinglerinden gazabından koru"

bir çeliğin ateşte şekillenmesi gibi
ruhlarımız da kar ve buzla dövülmüş
bize tokat atana
diğer yanağımızı çevirmeyiz.

kutsal taşları kavradı, onlar artık bizimdir.