Sayfalar

20 Aralık 2018 Perşembe

IELTS speaking ve diğer modüllerden 6 almak için bazı ipuçları

Herkese merhabalar

Ielts ile alakalı internette şöyle bir gezinti yaparsanız çok sayıda video ve yazıya rastlayabilirsiniz ama ben birçoğundan istediğim verimi alamadığım için size kendi tecrübelerimi aktaracağım. Önce genel bir değerlendirme daha sonra da sırasıyla modüllere nasıl çalışmanız gerektiğini anlatacağım.

Altyapım ve Sınav Tecrübelerim

Lise ve üniversitede Türkçe eğitim aldım, İngilizce eğitimini herkes kadar aldım. Üniversite sonrası iş sınavları için bir çalışma yürütmüştüm ama tabiiki yds üzerine idi bu çalışma yani listening, speaking ve writing modülleri için bir hazırlığım olmamıştı.

2018 Mart YDS sonucum 81,25 idi, speakingimi yurtdışına çıktığımda politik muhabbetler yapacak kadar becerebiliyordum ama gündelik ingilizcem çok kötü idi, öyle ki bir restorana gittiğimde konuşmakta zorluk çekiyordum. Listening de speaking kadar iyi idi belki biraz daha iyidi. Writing ise felaketti zira başta article kullanımı olmak üzere çok ciddi tense ve spelling hatalarım vardı.

Sınava Nasıl Hazırlandım?

Etrafımda önce yds'yi sonra da ielts'i tecrübe etmiş arkadaşlarıma danıştığımda hemen hemen hepsi bir kursun destekleyici olabileceği konusunda görüş belirttiler. Hemen klasik cümleyi de ekleyim, kurs tek başına yeterli değil, önemli olan sizin çalışmanız. Bu klişeye katılıyor muyum ? Evet katılıyorum. Ama ielts için değil, en azından benim için öyle olmadı.

Birkaç kurs araştırdıktan sonra en uygun fiyatlı olanda karar kıldım (30 saat yabancı hoca ile özel ders 1800 tl) hatta kurs bana sınava kadar istediğim kadar genel ingilizce kursunu da ücretsiz verecekti, istediğim düzeydeki sınıflara katılabilecektim.

Size kurs gerekli mi gereksiz mi önce buna karar verin, ben karar veremedim, riske girmemek adına kursa gittim. Bu karar çok zor bir karar ve kimse size zaman ve para kaybettirmek istemez ama ben kararı almanıza yardımcı olmaya çalışacağım.

Çok disiplinli bir ders çalışıcısıyımdır. Bakın ders çalışırım demiyorum, ders çalışıcısıyımdır diyorum. Ders çalışma alışkanlığını üniversitede edindiğim için içimden ders çalışmak hiçbir zaman gelmedi ve bundan keyif almadım ama bu sayede ders çalışmaya profesyonel yaklaşmayı öğrendim. En az emek ile en fazla verimi almak da profesyonelliğin olmazsa olmazlarıdır tabi bunun için de çok ciddi bir planlama ve kendi sınırlarınızı bilmeniz gerekmekte.

Kursa 5 Kasım 2018'de başladım ve sınav tarihim ise 15 Aralık 2018 idi. İlk iki gün promosyon olarak verilen genel ingilizce derslerine gittim ve üçüncü gün gitmeyi bıraktım, açıkçası bu sürede verdiğim en iyi karar buydu zira kursta geçen üç saatlik sürede ben evde kendi başıma daha verimli çalışabilirdim.

Çok mu ukalaca ?

Hayır değil !

Gelin anlatayım

Öncelikle sınavı iyi tanımak gerekiyor arkadaşlar, ben kurs araştırmaya çıkmadan önce sınav hakkında genel bir bilgi edindim, örnek sorulara baktım ve her bir modüle nasıl çalışmam gerektiğini aşağı yukarı kafamda belirledim. Kursta genel ingilizce sınıfında üç saat present perfect tense'in Türkçe'de neden karşılığı olmadığını öğrenene kadar evde iki reading iki listening denemesi çözebilirdim. Nitekim öyle de yaptım.

Reading 

General modüle girecektim, general modülde 2 farklı bölüm bulunuyor. Toplam 40 sorudan oluşuyor, ilk kısımda yaklaşık 27 soru var ve kısa kısa üç ya da dört okuma parçasını barındırıyor. General modülü daha çok göçmenlik ve iş başvuruları için kullanılan bir sınav olduğu için okuma parçaları gündelik yaşama entegre olmaya yönelik. Örneğin bana sınavda, su faturası ve su aboneliği ile alakalı bir pasaj verilmişti ve buradan sorular gelmişti. İlk kısımdaki diğer pasajlar da üç aşağı beş yukarı aynı. Denemelerde ise bisiklet kiralama sistemi, kütüphane üyelik sistemi, acil durum klavuzları vs örneklerle karşılaşmıştım. İkinci kısımda ise biraz daha ağır ve uzun paragraf geliyor ve yaklaşık 13 soru da buradan geliyor. Ama ikinci kısım paragrafı da YDS paragrafları gibi ağır ve soyut değil. Paragraflar basit ve anlaşılır iken zor olan kısım ise bence sorulardı. Çünkü birçok soru tipi var ve bunlardan birisi olan boşluk doldurma sorularında bir harfi bile yanlış yapsanız puanınız kırılıyor. Dahası en az 10 tane "true-false" sorusu geliyor. Ne güzel kafadan atsak 5 doğru çıkar dediğinizi duyar gibiyim ama şıklarda bir de "not given" ibaresi var ki işin en zor kısımı burası. Kısacası YDS ile kıyaslarsak, okuma parçaları kolay ama sorular zor. Cambridge 1-2-8-9 nolu fasiküllerdeki general kısımlarını çözerek hazırlandığım bu modülde, ortalamam 35 doğru civarlarında idi ama sınavda 6.0 aldım yani ya 30 ya da 31 doğrum vardı.

Listening

Toplamda 30 soru var, bir kere dinleyebiliyorsunuz, her 10 soruda bir 30 saniye, yaklaşık her beş soruda bir de bir 30 saniyelik daha göz gezdirme hakkı veriliyor. En sonda ise 2 dakikalık bir genel göz gezdirme mevcut. Tabi bu süreler bilgisayar temelli sınav için.

Toplamda 10 soruluk üç bölüm var, bölümler gittikçe zorlaşıyor, son bölüm ise bildiğiniz akademik readingteki pasajların sesli hali. Haliyle çok zor çünkü duyduğunuz şeyin eş anlamlısı soruluyor genelde yani çok iyi bir kelime haznesinin yanında iyi de bir pronunciation aşinalığı olacak sonra da idrak edilen kelimenin ya da deyimin eş anlamlısı bulunacak.

En nankör modüldür aynı zamanda, kaçırdığınız ya da daldığınız anda her şey kopup gidiyor, aynı zamanda çoktan seçmeli sorularda kafadan atma şansınız yok zira tüm şıklardaki ifade bir şekilde konuşmada geçiyor. Ama burada bağlaçlara ve olumsuzluk zarflarına vs dikkat ederek listening'den iyi puan alabilirsiniz. Reading'te çözdüğüm fasiküllerin listeninglerini çözdüm, ortalamam 25 civarı idi, sınavda ise 6.5 aldım. Önerim, udemy'den Keino Campbell'ın ielts 7+ dersini satın almanız ve listening kısmını tamamen izlemeniz. Sorulara nasıl yaklaşmanız gerektiği analtılıyor ve bilhassa part 3 için işime yaradı. Aynı zamanda günde 20 dakika kadar da spotify ve apple podcast'den ielts kanallarını dinledim, hangi kanalda hangi içeriği dinlediğinizin pek bir, maksat kulağınız aşinalık kazansın.

Writing

Yazdığınız essaylerin değerlendirilmesi veya kontrolü için hoca ya da İngilizce bilen arkadaşlarınızdan yardım istemek ile uğraşmayın. Yukarıda bahsettiğim kişinin writing eğitimlerini izleyin. Oradaki yazı yazma metodolojisini öğrenip yazdıklarınızı grammerly isimli programda kontrol ederek çok rahat 6 alacak kıvama gelirsiniz. Yalnız burada iddialı ve öznel konuşmuş olabilirim zira ben Türkçe yazı yazmaya da aşina birisiyim belki de üretkenlik ve yazı yazma benim için bu yüzden sıkıntı olmadı, tek derdim grammer idi onu da grammerly ile çözdüm. Grammerly ücretsiz bir uygulama, yazdığınız metni web sitesine ya da chrome'daki eklentisine kopyaladığınızda size 80 üzerinden bir skor veriyor ve yaptığınız yanlışları gösteriyor. 6 yanlış da yapsanız 14 yanlış da yapsanız genelde 45-55 arası puan veriyor 80 üzerinden. Sonra sırasıyla tüm yanlışlarınızı düzelttiriyor size ve sonra puanınız 80'e çıkıyor. Kalan 20 puan ise daha çok yazının içeriğine yönelik tavsiyeler vermek için ayrılmış ama orası paralı, aylık 30 dolar ücreti var ve açıkçası 6 almak için bana ücretsiz kısımı yeterli olacağı için almadım.

Speaking

Kurs ile 30 saatlik anlaşma yapmıştık, günde iki saatten 15 gün gidecektim. hoca bir saati listening ya da readinge ayırıyor bir saati de speakinge ayırıyordu ama bu benim işime gelmiyordu, zira ben yanlız başıma da reading ya da listening çalışabilirdim ama speaking çalışamazdım. İşte kendinizi ve sınav sistemini bilmek burada önem kazanıyor, hocayı yönlendirmeniz lazım en azından onların sizi keklik bir para kaynağı olarak görmemesini sağlamak lazım zira benim hoca dersane tarafından günde 11 saat çalıştırılıyordu ve adam da bir saat bana listening reading yaptırırken oturup telefondan video izliyordu, whatsapp'dan görüntülü konuşma yapıyordu. Yani dersane adamı sömürüyordu adam da kendini benim zamanımda yeniden üretiyordu. Bu benim içime sinmeyince sadece speaking yapmak istedim ve hocam da kabul etti ama adam beni resmen dinlemiyordu, elinde çıkmış sorular var bana okuyor sonra ya esniyor ya telefonla oynuyordu. Ben de son günler kursa gitmek yerine eşimle evde çalışmanın daha verimli olacağına kanaat getirdim ve aynı zamanda facebook listemi açıp üniversite arkadaşlarıma da haber saldım benimle ingilizce konuşmak isteyen var mı diye. İşte burada belki de speakingden geçmemi sağlayacak harika bir tüyo aldım ki bu tüyoyu hiçbir yerde duymamıştım zira bir taktikten ziyade bir çalışma metodu idi. Sizinle paylaşacağım ama önce sabır (:

Speaking üç kısımdan oluşuyor, part 1'de beginner-elemantary düzeyinde kendinizden bahsetmeniz isteniyor. Simple tense ve preposition kullanımı önemli. Part 2'de ise size bir konu veriliyor ve bir dakikalık hazırlık süresinden sonra en az bir en fazla iki dakika konuşmanız isteniyor. Part üçte ise soru cevap şeklinde ilerliyor. Toplam sınav yaklaşık 12 dakika sürüyor.

Part 1'i geçiyorum bunu herkes yapar. Part 2'de ise aşina olduğum bir konu çıkınca kesintisiz konuşabilirken soyut bir konu çıkınca açıkçası tekliyordum ve fluencyim bir anda yok olurken sürekli tekrara düşüyordum ve panik yapıp daha etkili cümle kuracağım diye zor kelimeler seçmeye çalışıyordum ve kelime aklıma gelmeyince bildiğiniz kekeliyordum. İşte arkadaşımdan aldığım tüyo burada işe yaradı. arkadaşım dedi ki, youtube'da Buzzfeed kanalına gir ve kanaldaki birkaç dakikalık kısa videoları, youtube'daki altyazı seçeneğini aktif hale getirerek izle dedi. Söz konusu kanal gündelik hayatta kahramanlarımızın karşısına çıkan enteresan olayların eleştirel ve esprili bir dilde değerlendirmesini içeriyor. Mesela evde başınıza gelen en korkunç şey neydi sorusuna röportaj yapılan insanlar birbirinden ilginç anılarını anlatarak cevap veriyor. Yani bir nevi part 2 sorusu yanıtlıyorlar ve haliyle siz de gündelik konuşmaya bu kadar maruz kalınca ister istemez aşinalık kazanıyorsunuz.

Sınavda size sorulan sorudaki konuyu hiç tecrübe etmemiş olabilirsiniz veya aklınıza gelmemiş olabilir ama siz bu videoları izleyerek kafanızda bir format ve hazır-cevap konuları oluşturarak sınavda yanıtlayabilirsiniz. Böylece kendinize güveniniz gelecek, anahtar nokta burası, sınava: "bir şekilde konuşurum ya çok kasmaya gerek yok" edası ile girmeniz gerekiyor, bahsettiğim gibi farklı olay örgülerini kurup, ezberleyip girerseniz çok yüksek ihtimal çuvallarsınız. Kafanızda çerçeve olsun yeter, gerisi sizin üretkenliğiniz.

Sınavda bana son yaptığınız iyilik neydi gibi absürt bir soru geldi. Şimdi ben tutup sokaktaki dilenciye para verdim desem inanın bu durumu olay örgüsü içinde anlatamam zira gündelik ingilizcem çok kötü, hem akıcı olamam hem de bir dakikayı dolduramam. İşte bunun için gazetecilikteki beş n bir k kuralı ile kendime bazı senaryolar oluşturdum ve inanın buzzfeed'i izleyerek ve örnek sorulara bakarak kafanızda oluşturacağınız birkaç olay örgüsü sizi sınavda kurtaracak. Sınavda ise bu doğrultuda hazırladığım ve işimde yaşadığım trajik bir olayı, arkadaşıma yardım ettim şeklinde duraksamadan ve simle past tense ile anlattım ve 6 alarak geçtim.

Part 3 ise açıkçası çok iyi geçmedi geçti zira konum tavsiye vermek idi, tavsiye vermenin niteliği ve toplumdaki yeri, insanların tavsiyeyi neden istediği, neden uydukları. Kimlerden tavsiye istendiği vs çok soyut sorular geldi ve çok da tatmin edici olmayan ve akıcılık barındırmayan yanıtlar verdim ama zaten 6 almak için bu yeterli zira part 3'de benim part 1 ve 2'de gösterdiğim başarıyı gösterenler 7.5 ya da 8 alıyorlar. Yine youtube'da "ielts speaking band score 6" yazarak örnek videolar izleyebilirsiniz. Benim part 1 ve 2, 6 alan adaylardan belirgin derecede iyi iken part 3'üm o adaylardan belirgin derecede kötü idi. Yani beni tam anlamıyla part 1 ve 2 kurtardı.

Neticede overall 6 alarak ielts'de istediğim skoru elde etmiş bulundum, son sözüm de sınavın güvenilirliği ile alakalı. Türkiye'de sınav sadece yapılıyor, değerlendirme kısımı ülkemizde yapılmıyor. Speaking kısımı ise sınav anında değerlendiriliyor ve o kişiler de test merkezinin istihdam ettiği personel değil ve onlar da random testlere tabii tutuluyor. İelts yılda 20 milyon kişinin girdiği bir sınav, sınavın güvenilirliğinin zedelenmesi kimsenin işine gelmez o yüzden fazla para alalım diye bilerek bırakıldığı gibi yorumlar bana biraz komplo teorisi gibi geliyor. Kimse kariyerini ve de ekmeğini bu şekilde riske etmez.

Dilerim herkes emeğiyle istediği sonucu alır. Başarılar ve bol şanslar.


6 Kasım 2018 Salı

DLR 1 Hakkında Her Şey

Merhabalar!!!   Az sonra okuyacağınız bu yazı DLR 1 sınavının hemen akabinde 6 Kasım 2018'de yazılmıştır. Süreç ilerlediği için bazı ekleme ve çıkarmalar yapılmış, eklemeler paragraf başında ya da sonunda tarih ile belirtilmiştir.


DLR 1 sürecini henüz atlatmış ve olumlu mailini az önce almış bir pilot aday adayı olarak tecrübelerimi aktarmak istedim. Dilerim meraklı dimağlara az da olsa faydam dokunur.

İnternetin gelişmesi sayesinde bu sınav süreci de kümülatif bir hal aldı, benden önceki yazılan yazılar ışığında ben de bir şeyler ekleyeceğim ve benden sonrakiler de bu yazımı alıp, ekleyip, çıkarıp, metodolojik ilkelere dayanarak kullanabilir.

Dlr-1 sürecine aşina olan ve bir şekilde bu yazıya ulaşan aday adayları için şimdiden belirteyim, az sonra okuyacaklarınız arasında çok da fazla yeni bir bilgi yok ama motive olmanız açısından size faydası olabilir. Dlr ile alakalı yeni araştırma yapmaya başlamışlar için de anlatımımı temelden alacağım.

Bu bir kümülatif süreç dedim ve benden önceki deneyimlere göndermeler yapacağım haliyle kafanızda oluşabilecek ya da halihazırda oluşmuş bulunan sorulara yanıt bulabileceğiniz bir yazı derlemeye ve de yazmaya çalıştım. Buradaki yazıları okuyup ve linkleri tamamen incelerseniz sürece tamamen hakim olacaksınız yine de burada anlatılmayan sorular varsa, yazının sonunda vereceğim adreslerden benimle iletişime geçebilirsiniz ama bu yazıda anlatılan bilgileri, sırf yazıyı okumaya üşendiğiniz için sorarsanız üzülerek söylüyorum ki, yanıt veremeyeceğim.

Dlr nedir sorusu ile başlayalım:

Dlr, Alman Havacılık ve Uzay Dairesinin, Almanca'daki kısaltmasıdır. Bir kamu kuruluşudur. Lufthansa, Thy, Sunexpress, Royal Jordan başta olmak üzere birçok hava yolu firmasına pilot seçiminde hizmet vermiş ya da vermektedir.

DLR 1 sınavı ile teknik, mental, psiko-motor, hafıza, kavrama, çabuk öğrenme becerilerini ölçülürken, artık THY tarafından kullanılmayan DLR 2 sınavı ile de adayların Psikolojik sınırlarını ve CRM yani ekip-kaynak yönetimi becerilerini ölçülmektedir.

Kısaca kendimden de bahsedeyim, 32 yaşında evli ve bir çocuk babasıyım, İstanbul'da bir kamu kurumunda memur olarak çalışıyorum.

En çok sorulan sorulardan birisi olan süreç içerisindeki aşamalar arasındaki bekleme süresi ile devam edelim. (2 Nisan 2019'da güncellenmiştir)


22.07.2018 : Online Başvuru 
09.08.2018 : Dyned davet maili
15.08.2018 : Dyned 
17.08.2018 : Dyned olumlu maili
05.09.2018 : DLR çalışma maili 
16.10.2018 : DLR tarih seçim maili 
01.11.2018 : DLR 
05.11.2018 : DLR olumlu maili
07.11.2018 : CRM tarih seçim maili
14.01.2019 : CRM 
15.01.2019 : CRM olumlu maili
21.01.2019 : Kurul mülakatı davet maili 
12.02.2019 : Kurul mülakatı

02.04.2019 : Kurul mülakatı Olumlu maili


Sürecim şimdilik bu kadar, Kurul sonucu  bekliyorum dilerim ki daha birkaç satır eklerim bu listeye (:

Başvuru şartları esnetildiği için ve ilk ilanda 28 temmuz son tarih olduğu için bulunduğumuz dönemde bir yığılma oluştu hatta şu anda dyned için daha geç tarihler veriliyormuş diye duydum o yüzden kafasına kesin olarak koyanlar açısından dyned zaman kazanma değil de zaman kaybetme işlevi görüyor, direkt dil belgesi ile başvuru yapıp süreçte en az bir ay kazanabilirsiniz, tabi aceleniz varsa.

Sınava geçelim artık, öncelikle Gençer Güleryüz tarafından hazırlanan şu linkteki

Tk: THY'nin size yolladığı dlr linkinden çıkan computer based flash programlar.
dlr: dlrsinavi.com'da yer alan uygulamalar.
atpl: Çıkmış soruları derleyip çözümlerini videolu olarak sunan bir site.
pdf: belli başlı bulut sitelerinde bulunan ve bugüne kadar sınavda çıkan matematik ve fizik sorularını içeren pdfler (linki bende yok)

14.00'da sınav binasının içine girdim ve ziyaretçi kimliğimi alarak girişteki alanda beklemeye başladım, yanımda bir sırt çantam ve içinde iki yarım litrelik su, iki çokonat, iki mandalina bir de probis bisküvi vardı. Sınavda ösym gibi katı tedbirler yok olması da zaten bir işe yaramaz takdir edersiniz ki zira sınavda kopya çekmelik bir bölüm yok. Toplamda 19 kişi beklerken sınav görevlimiz gelerek sınava girmekten vazgeçecek bir tane gönüllü istedi çünü salon 18 kişilikti. Açıkçası gönüllü bulunamazsa diye içimi bir tedirginlik kapladı zira istanbul'da ikamet ettiğim için benim sınavım ertelenebilirdi ve bunu hiç ama hiç istemiyordum ki iki tane arkadaş gönüllü oldu ve birisinin sınavı ertelendi. Hemen iki kat yukarıdaki izole odaya geçtik, tavan yüksekliği yaklaşık 2.5 metre, oda yaklaşık 40 metrekare ve içeride pencere yok. Duvarlar beyaz ve klimalar rahatsız etmiyor. Masanın derinliği eninden uzun, klavye mouse yok, masa üstünde sadece joystick ve monitor var. Sınavdan önce yanınızda götürdüğünüz evrakları koymanız için bir adet poşet dosya size veriliyor, iki ayrı matbu evrak da ayrıca veriliyor ve imzalıyorsunuz, çalışmam için en az 10 günlük süre verildi ve çalışma sonuçlarım istatistik amaçlı kullanılabilir şeklinde. Monitörler ısıya duyarlı dokunmatik (basınca duyarsız olduğu için monitöre vurmanıza ya da şiddet uygulamanıza gerek yok, yeni nesil cep telefonları gibi parmak ucundaki elektrik ile anında giriyi alıyor keza salon görevlileri en çok monitöre vuran adayları uyardılar) ve 15" kare, biz gelmeden güzelce temizlenmiş, parmak izi, leke vs. yoktu. Kulaklıklar sennheiser ve çok ergonomik, tek kullanımlık ped verilmiyor, isterseniz götürebilirsiniz.

Sınava başlıyoruz.

SKT: Önce yaklaşık 10 alıştırmadan oluşan bir test yapıldı, testi asıl sınav takip etti. Her ikisini de sınav görevlisi başlatıyor ve son aday son soruyu yapana kadar herkes bekliyor. Kurallar tam 15 saniye ekranda kalıyor, 10 kısım için toplam 10 dakika yani 600 saniyemiz var, 150 saniyesi kurallarla geçiyor geriye 400 soru ve 450 saniye kalıyor. Ben sınavı yaklaşık 8.5 - 9 dokuz dakikada bitirdim diye tahmin ediyorum. Tek parmak kullandım, son bir hafta sadece 10" tabletten çalıştım (dlrsinavi.com) Salonun ortasında oturduğum için arkadaki adayları göremedim ama görebildiğim 9 adaydan yalnızca bir tanesi bitirmişti en az iki üç tanesi hiç çalışmadan gelmişti. 400 soruda yaklaşık 8 tane farkında olduğum yanlış yaptım, bir o kadar da farkında olmadığım yanlış çıksa yaklaşık yüzde 96 eder ki bu da benim evde yaptığım ortalama skordu. Sınava sadece sunex cbt'den çalışın, sunex'de kurallar daha fazla kalıyor ve işleyiş birebir aynı. dlrsınavı.com'da boş üçgenler noktalı kurallarda peş peşe gelmiyor bu yüzden sunex en yakını. ilk yaptığım dlr skorum 48 son yaptığım 97. Toplamda 50 full tur atmışımdır, yaklaşık 5 tur sonunda yüzde 95leri gördüm.

VLR: Yaklaşık 5 turluk bir alıştırma yapıldı sonra sınava geçildi. İlk 5 tur tk lvl 1 hızında geldi sonra direkt olarak hızlandı, ben açıkçası lvl2 ve lvl 3 geçişlerini hissetmedim, beşinci turdan sonra hep hızlı geldi bana. En basit olarak görülen ama nankör bir modül eğer oyunda bilhassa kural ekranında dalıp giderseniz o tur komple yanıyor. Bir turu bu şekilde kaçırdım, bir turdan da emin değilim, 28-2 diyebiliriz. Alışana kadar tk lvl 1-2 çalışılmalı sonra haftada iki kez sunex'den realistic yapılmalı ayrıca pilots brain cep telefonu uygulamasından satın aldığım tek modüldü zira dlr'de bulunmuyor haliyle cep telefonunda zahmetsizce oynamanın tek metodu satın almak. Aldıktan sonra son seviyenin beşer turluk oyunundan her gün en az bir kere oynadım. Son hızı sınavdakinden çok daha hızlı olduğu için sınavda zorlanmadım. bir kere 45 derecelik bir dar dönüş bir kere de yaklaşık 140 derecelik çok geniş bir dönüş geldi onun dışında dönüşler cbt'ye benziyordu. Tk lvl 3 ilk turumda 6 yanlış yapmışım, son turumda 1 yanlış yapmışım.

10 dakika ara, arada herkes sınıftan çıkıyor ve kapı kapatılıp havalandırmalar son takat açılıyor.

Nisan 2019 Eklemesi: 2019 Nisan itibariyle sınava PPT-Spatial Orientation isimli yeni bir modül eklenmiştir. Ancak Mart sonu itibariyle, kokpit istihdam birimin yaptığı bilgilendirmeye göre VLR-Spatial Orientation'dan sorumlu olmaya devam edilecekmiş. Daha fazla bilgiyi buraya tıklayarak edinebilirsiniz.


RAG: Meslek liseli olduğum için fizik ile en çok bu modülden korkuyordum, atpl'den iki aylık üyelik aldım ve tüm soruları en az 6 kez çözdüm. Videolu ve Türkçe olması bir avantaj, bu süreçte para harcadığım kuşkusuz en mantıklı alan oldu. Sınavda da iki üç soru hariç hepsi çıkmış sorulardan geldi, 17 elle girilen dört çoktan seçmeli soru vardı. Üç sorudan emin değildim.

ROT: Korkulu rüyam, asla stabil bir çizgiyi yakalayamadım, bir kere yüzde yüz yapsam ikincide yüzde 50 oluyordu. Bir kere yüzde yüz yaptıysam ikincide yüzde 70, üçüncüde ya 60 ya 80 ama doksan değil. Sınavda level üç hızında hiç gelmiyor ama şöyle bir şey oldu, en hızlandığı son 10 soruda tam dört tur peş peşe komut çiftleri ile geldi. left front left front left front gibi, bu tekrarlar beni çok yoruyordu ve açıkçası hiçbir platformda böylesi bir ardışık komutların geldiği çalışmam olmamıştı. Neticede 24 kesin doğru 1 yanlış 5 şüpheli ile beni en çok düşündüren ve korkutan modül bu oldu, neyseki eşleniği olan vlr'da fena olmayan bir skor yakalamıştım.

10 dakika ara:

RMS: Sınavın sürprizi, geriye doğru forum dahil birçok yerli yabancı tecrübeyi okudum ama hızlı geliyor tavsiyelerini dikkate almadım ve sonuç: benim açımdan fiyasko. Sınava kadar 35 tam tur çalışmışım, 3.8 ile başlamışım 6.6 ları görmüşüm. Genel ortalama 5.3 son 5 çalışmanın ortalaması 5.7 ama sınavda iki kere 8 bir kere 7 bir kere üç geriye kalanda ise 4-6 arası girdim. Çözdüğüm testlere bakılırsa bu benim için 5'in altında bir skora işaret ediyordu, yeter mi bilmiyordum zira eşleniği çok tehlikeli bir modül olan MEK idi.

OWT: Sınav sürecinde beni umutsuzluğa düşüren ve kazanamaycaksam bundan olur dedirten tek modil bu idi ama asla rms ya da vlr gibi nankör bir modül değil, çalıştıkça karşılığını alıyorsunuz, ben mod yöntemini yaptım. LVL'1 de ilk denemem 48.8 iken dlr lvl4'de son denemem 90 idi. Hergün en az bir kez sadece dlr'den çalıştım, cep telefonu ile en çok çalıştığım modül bu oldu. Son bir hafta ise sadece pc'den ve tarayıcı ekranını f11 ile tam ekran yapıp çalıştım çünkü sınavda göstergeler ekranı tamamen kaplıyor. Sınavda bir kez no idea girdim, no idea girmek ile kafadan atmak arasında bir fark var mı yok mu bilmiyorum. Muhtemelen yüzde 98 üzeri yaptım.

10 dakika ara:

TVT: Matematik ile beni düşündüren bir başka modül, en çok mesai harcadığım modül aynı zamanda. Öncelikle lise 1 2 ve 3 fizik konu anlatımı aldım ve onlara çalıştım daha sonra vimana'daki 542 soruyu tabiri caizse hatim ettim, anlamadığım sorular için youtube'dan video izledim, wikipedia'dan konu okudum. Daha sonra Whatsapp gruplarında (şu anda linkleri elimde yok, nereden bulabilirim bilmiyorum ama foruma bir bakın derim) atpl tartışmasını görünce orayı araştırdım ve iyiki de araştırdım keza vimana'dan bana 7 soru gelirken kalan soruların hepsi atpl'den yani çıkmış sorulardan geldi. Vimana'dan 16 saatlik ders çalışmışım, en az iki katını da atpl'de harcadım. Atpl'deki 323 soruyu sınavdan önceki gün son bir kez baştan sona çözdüm ve 319 doğru çıkardım. Kısacası Vimana ile sakın para ve zaman kaybetmeden direkt atpl.tv alın.

MEK: RMS'deki fiyaskoyu telafi etmem gerekiyordu ama en tehlikeli modüllerden birisi idi, plaka ezberleme yöntemini seçsem de çoğu sayı ve şekil hala boştaydı ve onları kuru ezber yapmak zorunda kalacaktım. Sınava forumdaki farfan nickli arkadaşın hazırlığı cbt ile hazırlandım. İlk denemelerde %70 yapıyorken son haftaya girilirken 90'ların altına düşmemeye başladım ama bir kez de dlr'deki kısımdan çalıştım ve %60'ı görünce biraz afalladım ve canım sıkıldı ama biraz üstüne düştüm %80'in üstüne çıkamadım çünkü oradaki zaman akışı ile farfan dolayısı ile sınavdaki farklıydı. Sınavdaki zaman yönetimi farfan'dan daha kolay keza şekiller de öyle, tekrar ya da benzeri şekil gelmiyor.

15 dakika ara:

MİC: Skytest v3 ile çalıştım (program registerımı ve joystickimi arkadaşlara devrettim)

Beni en çok meraklandıran modül bu idi çünkü en kapalı kutu modül buydu etrafımdaki nice arkadaşım bu modülden elenmişti.

Skytest ile kıyaslayalım önce, göstergeler sınavda biraz daha büyük fakat skytest'de her göstergenin ortasında uçak şeklindeki bir ikon bizi temsil ediyorken, sınavda bu uçağın yerini tepedkei minik pembe bir ikon alıyor. Birçok insan için mic'in zor yanı, joystick ile döndüğümüz yönün tersine göstergenin dönmesi, bunu skytest'deki göstergenin ortasındaki uçağın yerine kendimizi koyup aşmışken sınavda o uçağı görememek beni biraz gerdi keza sınavda bir kez bu yüzden sağ sol hatası yaptım ve yaklaşık 60 derecelik bir sapma yaşadım ama onun dışında dramatik bir sapmam olmadı. Kesin olarak bir kere audio taskı yanlış girdim, bir de şüpheli kaçırmam var ama emin değilim.

Compass yaklaşık inertia 8 ayarında iken altimetre ise inertia 2 ayarında geliyor yani altimetre çok hassas, çalışmaları buna göre yapın. run all legs pek yapmadım, genelde full parametre ile ikişer dakikalık turlar attım. rekorum inertia 8, turbulence 8 diğer ayarlar ortada iken 99.5 idi fakat gelişimim skytest'i kullanan diğer adayların gerisinde oldu bunu v3'deki gelişim grafiğinden takip ettim, diğer versiyonlarda var mı bilmiyorum. Son bir ayda dört günde bir çalıştım, ikişer dakikadan üç tur attım. inertia 8, random ve inertia 2 olarak. Size de bunu öneririm keza dlr bu modül için herhangi bir program ile aşina olmamızı istemiyor.

Son olarak kafamı kurcalayan mevzuya açıklık getireyim, dlr'ın dokümanında çok ve uzun süreli basarsanız çabuk sonuç alırsınız diyordu ve sonra joysticki bırakınca dönüş devam eder yazıyordu ama bu biraz eksik bilgi olmuş zira hızlı sonuç almak için denilen doğru lakin joystick i nötr pozisyonda bırakınca dönüş bir süre sonra yavaşlıyor ve tamamen duruyor. Çarkıfelek'deki çarkı çeviriyormuş gibi düşünün, elinizle bırakınca bir süre sonra yavaşlıyor ve duruyor sınavdaki göstergeler de. Bu modülle alakalı son tavsiyem ise compass değil de altimetre odaklı oynayın böylece hız ile fazla uğraşmazsınız ben her turdan önce hız ile bir iki kez oynadım bir daha da dokunmadım.

Diyeceklerim bu kadar, forum linkini de bırakıyorum, buradaki başlıklarda envai çeşit kaynağa ve bilgiye ulaşabilirsiniz, lütfen soru sormadan önce linkleri inceleyin aksi takdirde sorularınızı cevapsız bırakmak zorunda kalacağım takdir edersiniz ki çok soru alıyordum, anlayışlı olacağınızı düşünüyorum.

Not: Dyned ile alakalı bir yazıyı süreç olumlu tamamlanırsa genel süreç değerlendirmesi ile birlikte yazacağım. Lütfen dyned ile alakalı soru sormayınız.


mail: rgokayguven@gmail.com
instagram: gokayguven




1 Ocak 2018 Pazartesi

Timelapse ve Hyperlapse için ipuçları

Merhabalar




Bu yazıda hyperlapse ya da timelapse ya da bundan sonraki anacağım adıyla hızlı videolar için kompozisyon güzelleştirici bir kaç detay paylaşmak istiyorum.

Bu paylaşacağım detaylar nasıl hızlı video çekilirden öte nasıl izlenesi ya da estetik değeri yüksek hızlı video çekilir sorusuna yanıt vermeyi amaçlamaktadır.

İnsan gözünün, görmeye aşina olduğu şeyden aldığı zevk azalır. Haliyle hızlı videolar için de durum böyle olunca ve bu tarz videolar da artınca insan gözü daha fazlasını görmek istiyor. Artık sadece bulut hareketleri ya da gün batımı tek başlarına estetik gelmiyor zira bunları cep telefonları ile bile zahmetsizce hatta üzerine çalışma dahi yapmadan çekmek mümkün.

İşte bu monotonluktan kurtulmak için kareye artık birden fazla hareket koymak gerekiyor. İki hareket yeterli iken üç hareket ise kuşkusuz güzel olanı yaratmaya daha yakın olacaktır.

En başta belirttiğim gibi, bu yazı  nerelerde ve hangi saatlerde hızlı video yapılır ile ilgili bilgiler vermekten başka amaçlar taşıdığı için artık gün batımı saatlerini öneririm gibi cümleler kurmayacağım. Basit örnekler vereceğim, içini siz dolduracaksınız.

Öncelikle artık kameranın hareket etmesi artık olmazsa olmaz gibi bir şey zira bu sizi basitlikten yani cep telefonlarının ya da dslr ile makro kuranların yarattığı çiğlikten kurtaracak. 

Kamera hareketi yukarıdaki bahsettiğim ikili ya da üçlü hareket bileşeninin birincisini oluşturuyor. Ancak kamera hareketleri işin en pahalı, en zor ve de en tecrübe gerektiren yanı olduğundan üzerinde biraz durmak istiyorum.

Öncelikle pan yapacağımızı varsayalım. Bu durumda kaç derecelik dönüşe kaç saniyelik video çekeceğimizi bulmamız gerekiyor. Esasında bu olay tamamen ihtiyacınıza ya da zevkinize kalsa da 90 derecelik bir havaalanı manzarasını 10 dakikada kaydedip toplamda 10 saniyelik bir video oluştursak ortaya pek de tatmin edici bir sonuç çıkmayacaktır. Zira yerde manevra yapan uçakların asgari manevraları bile iki dakikadan başladığı için 10 dakikada pek de bir hareket elde edemeyeceğiz. Hele bir de bulut hareketi vs de yoksa kameramız sadece pan yaptığı ile kalır. Aynı şekilde akan bir trafiği de 90 derecelik bir pan ile 30 dakika kaydedip 10 saniyelik video yapmak gereksiz bir hızlı hareket çıkaracak ve gözü yoracaktır. Kısacası bu dengenin kurulması gerekir ki bu da kuşkusuz deneme yanılma yani tecrübe ile oluşuyor.

Pan hareketi yaparken gözetilmesi gereken bir diğer husus da kadrajda cereyan eden hareketin kameraya paralel olmamasıdır. Yani bulutlar doğu batı doğrultusunda hareket ederken biz de pan hareketini aynı ya da ters doğrultuda yapmamalıyız ki hareketin vuruculuğu artsın. Hareketleri birbirini kesen doğrultuda yapmak gerekir. Yani bulutlar doğu batı doğrultusunda hareket ederken ya biz tilt yapacağız ya da 90 derece kameramazın açısını değiştirip pan yapacağız. 

Bir diğer estetik hareket ise yakınlaşma ya da diğer adıyla zoom in ya da zoom out hamlesidir. Bu hareket başlı başına bağımsız nitelik taşıdığı için herhangi bir değişkenden bağımsız bulunduğu her hızlı videoyu güzel bir hale getirmektedir. Ancak bu hareketin çekim anında yapılması çok ciddi emek veya para istediği için post production da yapılması tercih edilebilir. Ancak bu durumda da çözünürlükten taviz verileceği unutulmamalıdır.

Kamerayı bulunduğu konumdan kaldırıp başka konuma hareket ettirmek ise bence hareketlerin en güzeli ama yine en pahalısı ve emek isteyenidir. Zaten bu andan sonra da yaptığımız iş timelapse den hyperlapse e dönüyor. Slider ya da tripod ile taşıma en çok kullanılan yöntemlerdendir.

Sonuç olarak gün batımı esnasında hareket eden bulutlar ve biryere koşturan insanları çekerken herhangi bir kamera hareketine bence gerek kalmıyorken salt gün batımı esnasında kamera yüksek bir yerden  hafifçe tilt yapsa ve ön plana şezlongları taşıyan işçiler girse güzel bir görüntü oluşabilir.

Kısaca artık tek bir hareketin olduğu anlarda ekstra hareketi kamera hamleleri ile biz sağlamalıyız.

yaptığım naçizane denemeler için instagram'dan beni takip edebilirsiniz

https://www.instagram.com/gokayguven/


Hava Trafik Kontrolörlüğü Hakkında Her Şey

Merhabalar, Ben Hava Trafik Kontrolörü Gökay Güven.

Instagram'dan ve Facebook'dan çok sayıda hava trafik ile alakalı soru aldığım için, verdiğim yanıtları derleyerek böyle bir yazı yayınlama gereği hissettim. Yine de soru olursa:


  • E-mail: rgokayguven@gmail.com
  • Instagram: https://www.instagram.com/gokayguven/
  • Facebook: https://www.facebook.com/tigristiara 


Metodlarından herhangi biri ile bana ulaşabilirsiniz, tek ricam bu yazıyı tamamen okuma sabrını göstermeden benimle iletişime geçmeyin zira bu yazıda maaş dahil birçok sorunun yanıtını bulacaksınız, unutmayın hava trafik sabır işidir (:


Bir şeyi anlatırken anektod vermeyi severim hatta çok severim, eğer bir gün mesai arkadaşı olursak çok daha iyi anlayacaksınız (: o yüzden konuyu biraz hikayeleştirerek anlatma taraftarıyım ama yazının sonunda tüm sorularınıza yanıt bulacağınıza eminim tabi bu esnada dilerim sıkılmazsınız.

Düşünün, şu anda dünya üzerinde binlerce uçak havada uçuyor ve yine binlercesi de uçmak için yolcu alıyor, manevra yapıyor, yakıt alıyor ya da üretim hattında son kontrollerini tamamlıyor. Tüm bu uçaklar, hem yerdekiler hem de havadakiler, bu işleri belli bir sıra dahilinde ve birbirinin güvenliğine halel getirmeyecek derecede birbiriyle yaklaşmadan yapıyorlar. İşte tüm bu organizasyonu hava trafik kontrolörleri sağlıyor. Hava trafik kontrolünün amacı, uçakların gitmek istedikleri yere, güvenli, hızlı, ekonomik olarak etkin bir biçimde gidebilmesinin sağlanmasıdır dersek çok da yanlış bir tanım yapmış olmayız sanırım.

Hava Trafik Kontrolünün Tanımı 

Teknisyenler uçağın bakımı ile ilgilenirken, dispatcherler  uçuş için bizden bürokratik izinleri alıp bize operasyonel bildirimleri yaparlar, kabin memurları yolcularla ilgilenir, nihayet pilotlar ise uçağı kumanda ederler. Hava trafikçiler de tüm bunların yapıldığı uçakları, yukarıdaki hiyerarşi doğrultusunda (güvenlik, hız ve iktisadi etkinlik) belli bir sıra dahilinde gitmek istediği yere götürür. 


Hava Trafik Kontrol Birimleri:


  • Kule
  • Yaklaşma
  • Yol Kontrol
Olmak üzere üçe ayrılırken Yaklaşma ve Yol kontrol birimleri hizmet verdikleri enstrümanlar bakımından radarlı ve radarsız olmak üzere iki ayrılır. Ancak gelişen radar teknolojileri ve artan uçak trafiği neticesinde Türkiye'deki yol kontrol hizmeti tamamen radarlar aracılığıyla verilirken bazı küçük meydanlarda yaklaşma hizmeti radarsız olarak verilmekte ancak bu meydanlara inecek ya da bu meydanlardan kalkacak trafikler arasındaki gerçekleşmesi muhtemel ayırmalar, genelde radar kontrolörleri tarafından anlaşma mektupları doğrultusunda, anlaşma mektubunun olmadığı durumlarda da sözlü koordinasyon neticesinde yapılmaktadır.

Kısacası radarlı ve radarsız hizmet ayrımı, kullanılan teknoloji ve gereksinim ile ilgiliyken, yaklaşma, kule ve yol kontrol ayrımı mesleğin kendisi ile ilgilidir.

Şimdi bir olay örgüsü yaratalım:

Ankara'dan ve İzmir'den farklı zamanlarda kalkış yapacak iki farklı uçak yolcularını alıp, operasyonel ve bürokratik gereklilikleri (uçuş planının kabulü vb.) tamamladıktan sonra kule ile temas kurup motor çalıştırma müsaadesi isterler. Kule kontrolörleri de bir mani yoksa motor çalıştırma iznini verdikten sonra yine pilotun talebi doğrultusunda push back ve taksi müsaadesini de talimat olarak pilota iletirler. Ankara ve İzmir'de benzeri eylemler gerçekleştirilirken uçaklar inişe gelen başka bir uçağın olmaması koşuluyla piste alınırlar ve kontrolörler tarafından verilen kalkış izniyle havalanırlar. 

Kalkıştan sonra tüm kontrol yaklaşma ünitesindedir. Uçağı radarda göre yaklaşma kontrolörü, uçağın gitmek istediği meydana doğru gitmesini sağlayacak talimatları verir. Bu esnada uçağın kalkış yaptığı meydana inişe gelen başkaca uçaklar varsa birbirlerine yaklaşmalarını engeller ve güvenliği tesis eder. 

Uçaklar irtifa kazanmaya devam eder ve belli bir irtifanın üzerinde uçakların kontrolü artık saha yani yol kontröldedir. Buradaki kontrolörler de uçakları gözlemleyerek ihtiyaç halinde uçaklara manevra yapma talimatını verebilir (alçaltma, tırmanma ya da döndürme gibi) 

Ankara ve İzmir'den kalkan iki uçağımız İstanbul hava sahasına girdiğinde bir de İstanbul'dan uçak kalkmış olsun, bu kalkan uçakların inişe gelenlerle sorunsuz ve güvenli bir biçimde ayrılması yine hava trafik kontrolörlerinin sorumluluğundadır. Kalkan trafik artık bir sorun teşkil etmiyorsa sıra inişe gelen iki uçağın sıralamasında, burada da yine kontrolörün yaptığı planlama ve verdiği talimatlar ile uçaklar havada sıralanır ve piste doğru süzülürler. 

İnişe bir kaç dakika kalınca kontrol yine kule kontrole geçer ve kalkışta başka uçak yoksa, pist müsaitse iniş izni verilir ve uçaklar inişini gerçekleştirdikten sonra uçakların park yerlerine, verilen ilave talimatlar ile gitmesi sağlanır.

İşe Giriş Şartları



Ülke güvenliği bakımından kritik ve alınan sorumluluk bakımından ağır bir meslek olduğu için işe alım süreci büyük ölçüde Eurocontrol'un çizdiği çerçevede gerçekleşiyor.  

Hava trafik kontrolörleri, kadro karşılığı sözleşmeli olarak, 399 sayılı KHK kapsamında Devlet Hava Meydanları İşletmesi tarafından istihdam edilir. Ek göstergeleri 2200 olup kariyer uzmanlığı niteliklerini taşıyan bir iş yapmalarına karşın 3600 ek göstergeye sahip değildirler.

İşe girmek için ise dört yıllık bir fakülteyi bitirdikten sonra;
  1. KPSS:80
  2. YDS:70
  3. Eurocontrol Feast Sınavını geçmek (yaklaşık iki buçuk saat süren ve refleks, mantık, zeka, analitik düşünme gibi yetenekleri ölçen bir sınav, soruları Eurocontrol internet üzerinden yolluyor, sınava DHMİ binasında bilgisayar üzerinden giriliyor) Sınav sonucuna göre tercih edilen hava meydanlarına yerleştirme yapılıyor.
  4. Sağlık kriterlerini sağlayabilmek (Easa Class-3 medical requirements olarak aratabilirsiniz, pilotlar ile çok büyük ölçüde aynı kritlerler gerekmekte)
  5. Mülakat (Mülakat puanlaması son bir kaç yılda uygulanmaya başlandı, öncesinde belirgin bir konuşma ya da kendinizi ifade edebilme sıkıntınız olmadığında mülakattan geçebiliyordunuz ancak şimdi puanlama sistemi getirilmiş ve mülakattan alınan puan ile Feast sınavından alınan puan ağırlıklandırılmış. Feast sınavından kazanacak derecede puan alannın mülakatta alacağı puan ile elenebilmesi mümkün mü bilmiyorum)
Bu beş aşamadan sonra atamanız gerçekleştiriliyor ve eğitim almak üzere Esenboğa Simülatör Merkezine gidiyorsunuz.

Lisanslı kontrolör olmak için de şu aşamaları geçmeniz gerekiyor.
  1. Temel Atc eğitimi (yaklaşık beş ile sekiz ay arası sürüyor ve kazandığınız meydanda çalışmak için gerekecek ünite ile alakalı eğitim alıyorsunuz. (Örneğin İstanbul Kule'ye atanırsanız kule eğitimi, yaklaşmaya atanırsanız yaklaşma eğitimi alıyorsunuz) Bu süreçte unvanınız stajyer kontrolör oluyor ancak herhangi bir devlet memurunun haklarına sahip oluyorsunuz, sadece unvanın adı stajyer. (maliyedeki stajyer kontrolörlükten esinlenilmiş, 3600 ek gösterge almak için zamanında yapılan bir girişim)
  2. Board başı eğitimi: Temel atc kursu bittikten sonra görev yerlerine dönerek asistan hava trafik kontrolörü olarak atamanız yapılıyor. Bu eğitim İstanbul ya da Ankara radar ünitelerinde yaklaşık bir yıl sürüyor ama daha küçük meydanlarda daha kısa sürede alınabiliyor.
  3. Derece sınavı: Board başı eğitimi tamamladıktan sonra  yine board başında canlı trafik akarken uygulama sınavına tabi tutuluyorsunuz ve daha sonra da bilgisayar üzerinden girdiğiniz online bir sınav ile derece alma süreciniz tamamlanıyor.

Mesai Saatleri Nasıl 

Bu yazının güncellendiği tarih itibariyle covid-19 pandemisi hüküm sürdüğünden farklı meydanlarda farklı çalışma düzenleri oluşturulmuş durumda ancak pandemi öncesinde 24 saat açık meydanlar dört farklı ekibe bölünmüş vaziyette: 12 saat gündüz 24 saat izin 12 saat gece 48 saat izin usulü ile çalışmaktaydı. Artan trafik yoğunluğu ve personel sayısı neticesinde daha farklı çalışma koşullarının gelmesi beklenmektedir. Tüm meydan çalışma saatleri için buraya tıklayabilirsiniz 

Maaş?

Ek gösterge 2200 olduğu için alınan maaş herhangi bir ilave kadrosu ve yükümlülüğü olmayan ve "düz memur" olarak adlandırılan kadronun maaşı. Ancak Eurocontrol'ün ödediği üst geçiş bedellerinin bir kısmı tazminat olarak kontrolörlere dağıtılıyor. Bu tazminat da vergiden muaf değil ve emeklilikte de ödenmesi söz konusu değil.