Sayfalar

15 Ocak 2019 Salı

Türk Hava Yolları Crm Mülakatı Üzerine Bir İnceleme

Merhabalar

14 Ocak 2019 Tarihinde girdiğim CRM mülakatı 15 Ocak 2019 tarihinde olumlu sonuçlandı. Bu yazıda sürece nasıl hazırlandığımı anlatırken kritik olduğuna inandığım bir kaç noktaya değineceğim. Son derece subjektif bir değerlendirme olan bu aşamada genel geçer bir öneri sunmam mümkün değil ama elimden geldiğince size somut örnekler sunmaya gayret edeceğim ve nihayet belki de herkes için geçerli tek öneri olan bir kaç kitap tavsiyesi ile yazımı bitireceğim. 


IELTS olumlu sonucunu alır almaz daha önceden sipariş ettiğim kitapları okumaya giriştim. Bunlar:


  • Muzaffer Çetingüç: Havacılık ve Uzay Psikolojisi 
  • Murat Terzioğlu: EKY TEZİ 
  • Özlem Munise Kaynak: EKY ve ikna edicilik tezi 
  • Peter Hartley: Kişilerarası İletişim
  • Serhat Ulağlı: Kişilerarası İletişim
  • Zeynep Cihangir Çankaya: Kişilerarası İletişimde Dinleme Becerisi.
tezleri e devlet hesabınızdaki yök tarama kısmından bulabilirsiniz

Halihazırda havacılık sektöründe çalıştığım için Menderes Çakıcı ve Cem Kozlu'nun kitaplarını listemin en sonuna koymuştum zaman kalırsa okuyacaktım ama maalesef zaman kalmadı. Havacılık sektöründe çalışmayanlar için Menderes Çakıcı'nın kitapları ile başlamak genel bir farkındalık ve paradigmaya hakimiyet bakımından faydalı olabilir ama bu listedeki ilk üç kitap kesinlikle okunmalı diye düşünüyorum.

Gelelim mülakat gününe, mülakatı sabah kolay ulaşım olması açısından 10'a almıştım, eşim işe giderken beni THY kampüsüne bıraktı ve dyned'e girdiğimiz binaya doğru yol aldım. Girişte kendimi tanıttım ve bekleme odasına geçmem söylendi. Saat 9.20'de bekleme odasına geçtim ve durumsal farkındalık için etrafımı incelemeye başladığım esnada bir hanımefendi geldi ve başka bir adayın ismini bana bakarak söyledi, salonda benden başkası olmadığı için, hayır o ben değilim dedim. Benim ismimi sordu ve bana tamam siz ikinci adayımızsınız dedi ve gitti. Birkaç dakika sonra başka bir hanımefendi geldi ve benden önceki adayın gelmediğini istersem beni daha erken alabileceklerini belirtti. Ben de kabul ettim ve üzerimdeki telefon ile cüzdanı küçük dolaplara kilitleyip hanımefendinin peşinden odaya girdim. Oda yaklaşık 8-10 metre karelik, dışarısı ile penceresi olmayan küçük bir oda idi. Odayı boydan boya kaplayan masanın ucuna karşılıklı olarak az önce konuştuğum iki hanımefendi oturdu ve beni de masanın diğer ucuna buyur ettiler ve mülakat başladı.

Önlerinde benim formumun çıktısı vardı, yaklaşık üç sayfa yazmıştım ve el yazım çok da güzel değildir hatta ben bile okurken zaman zaman zorlanmıştım çalışma aşamasında 😄 Kısaca kendini tanıt dediler, formdaki sıraya göre önce kendimden, eşimden ve çocuğumdan sonra da anne, baba ve kardeşimden bahsettim. Eğitim hayatımı bir kaç cümle ile anlattım. Bu kadar yıl Ankara'da yaşayıp neden, İstanbul'a geldiniz diye soruldu. Nedenlerimi sıraladım, daha sonra pilotluk fikri kafanızda nasıl oluştu sorusu geldi, bir kaç yıl öncesine kadar kokpit uçuşu yaptığımızdan ve orada karar verdiğimi anlattım. Bir de burada Muzaffer Hoca'nın kitabında başlardaki uçma motivasyonu bölümündeki birkaç anekdota gönderme yaptım. Daha fazla soru gelmedi, parası için mi yapıyorsunuz ya da otobüs kaptanlığından farkı nedir gibi sorular gelmedi.

Mülakat yaklaşık 10. dakikadan sonra iyice sohbet havasına büründü, açıkçası olumsuz özellik sorusuna gelene kadar ne konuştuğumuzu dahi hatırlamıyorum çünkü bariz bir sorgulama hissetmedim. Olumsuz özellik sorusunda biraz zorladılar zira klasik özelliği söylemiştim ;) başka bir örnek istediler, özel olan iki farklı özellik saydım peki bunlar için ne yaptınız dediler. Ne yaptığımı anlattım ve bu bahis de kapandı. Bir diğer sıkıştırılan nokta ise, iki farklı dil öğrenmek istiyordum ve bu sorgulandı, çift anadal yaptığım için bir koltuğa iki karpuz mu sığdırmak istiyorsunuz tekrardan dediler, ben de çift anadal yapmamdaki zaruri gerekçeyi altını çok iyi doldurduğumu düşünerek ve örnek vererek anlattım. Bu konu da kapandı. Daha sonra iş yerimde tartıştığım bir duruma örnek istediler, ben de açıkçası asabi bir imaj çizmemek için bana ses yükseltilen bir durumu anlattım, başka bir örnek istediler yine benzer bir örnek verince, size hep bağırırlar mı ? Siz hiç birine kızmaz mısınız? Sorusu gelince açıkçası biraz fazla abarttığımı anladım, ılımlı olmaktan ziyade silik imajı vermiştim ama verdiğim başkaca iki örnekle durumu toparladığımı düşünüyorum daha sonra asabi bir kaptanla kokpitte uçsanız ne yapardınız sorusu geldi, ben de havada iletişimi kesinlikle koparmadan, çatışma yönetimini sağlarım indikten sonra da olayın gelişimine ve vahametine göre rapor ederim yanıtını verdim. Son olarak risk ve tehlike ayrımı soruldu, örnek üzerinden gittim ve daha sonra üçüncü havalimanı ile alakalı mesleğim özelinde soru sordular.. Teknik soru gelmedi, durumsal farkındalık gelmedi. Okuduğum kitaplar hiç sorulmadı, sorgulanmadı.

Sonucum ise feedbacksiz olumlu olarak geldi.

Şimdi yorumlara ve naçizane önerilere değinmek istiyorum.  Size ilk önerim, en bildiğiniz konu hakkında üç dakikalık bir konuşma hazırlayın ve bu konuşmayı yaparken kendinizi cep telefonu ile kaydedin ve daha sonra izleyin. Bu konuşmayı bir yabancı olarak youtube'da bulsanız izler misiniz? Eğer bu şekilde objektif olamıyorsanız konuşmanızı:

  1. ailenizden birine, 
  2. bir meslektaşınıza veya konudan anlayan bir yakınınıza  
  3. bir de mümkünse meslekten yani konudan anlamayan birine 

gönderin. Onların feedbacklerini dinleyin. Sizi en iyi siz ve onlar değerlendirecektir. Crm tamamen sözel iletişime dayandığı için kendinizi ifade etmek çok önemli ve bunu iyi biçimde yapıyorsanız işin yüzde 51'i tamam demektir. Geriye sizin donanımınız ve hazırlanmanız kalıyor.

Mülakat ekibinin, sosyal bilimlerin kallavi bir alanında hatta çoğunlukla interdisipliner alanda faaliyet yürüten bir bilim dalı olan psikolojinin üstatları olduğunu unutmayın. Mesela sınavdan bir gün önce kendi eğitim geçmişimden bahsederken akademik bir tanım yapmaya çalıştım ve eşim hemen beni durdurdu. Eğer karşılarında iddialı terim ve tanımlarla dolu cümle kurarsanız bunları sorgulama ihtimalleri var. Siz bu sorgulamaya cevap verebilseniz dahi o sorgulama size zaten yapılmıştır.

Listedeki ilk üç kitabı kesinlikle okumanızı öneririm, özellikle muzaffer hoca'nın kitabının boyutu sizi ürkütmesin, kitap oldukça akıcı ve çok sayıda anekdot içeriyor, gayet de rahat okunuyor. Okuma alışkanlığı olmayan arkadaşların dahi zorlanacağını düşünmüyorum. İletişim süreci ile alakalı kendini geliştirmek ve farkındalıklarını arttırmak isteyen arkadaşlar da diğer önerdiğim üç kitabı okuyabilir. Özellikle Serhat Ulağlı'nın derlediği kitap yerli akademisyenlerin makalelerinden oluşuyor ve birçok konuya değiniyor. NLP ya da transaksiyonel analiz ya da popüler kişisel gelişim kitaplarını okusanız bile forma yazmayın ya da mülakatta bahsetmeyin ters tepebilir.

Forumdaki tüm izlenimleri okumaya çalışın, olumsuz olanları görüp moralim bozuluyor ya da tedirgin oluyorum diye okumamazlık etmeyin aksine bunların üzerinde daha çok durun ki onlardan ders çıkarabilesiniz.

Süreci elimden geldiğince somut bir biçimde anlatmaya çalıştım, dilerim meraklı arkadaşların işi görülür, herkese bol şans ve süreçlerinde başarılar.